Çok Gezen Değil Kapsamlı Genel Kültürü Olan Bilir
Şirketler Ar-Ge alanında çalışmak üzere geniş bilgisi olan mı yoksa derin uzmanlığı olan birini mi almalı sorusu yıllardır süregeliyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre daha geniş bir alana odaklanan araştırmacılar daha dar bir alana odaklananlara kıyasla yeni bilgiyi bulma ve entegre etme konusunda daha başarılı oluyorlar.
Yazarlar bilgisayar oyunu aksesuarı Microsoft Kinect’in temelini oluşturan teknolojinin kullanımını inceledi. 2010’da piyasaya sürülen Kinect tüm vücut hareketlerini takip edebilme kabiliyetiyle çığır açtı. Söz konusu kabiliyet yapay zeka, sinematografi, sağlık hizmetleri gibi alanlarla ilgiliydi. Yazarlar bu kabiliyetten en fazla yararlanan araştırmacıları belirlemek üzere elektrik elektronik mühendisliği alanındaki 14 yıllık akademik makaleleri inceledi. Hareket algılamada hiç deneyimi olmayan araştırmacıları belirlemek ve Kinect öncesindeki yayınlarında yansıttıkları gibi araştırma çeşitliliklerini ölçmek için anahtar kelimeler kullandılar. Daha sonra “Kinect” anahtar kelimesini aratarak Kinect’in piyasaya sürülmesinden sonraki dört yılda içlerinden hangilerinin yeni teknolojiden yararlandığını belirlediler.
Çeşitlilik açısından en yüksek sonucu veren yüzde 25’lik kesimin içinde olan araştırmacıların yeni teknolojiyi kullanma ihtimalleri, en alt tabakadaki yüzde 25’lik kesimde bulunan ve benzer yeteneklere sahip araştırmacılara oranla 3,1 kat daha fazlaydı. Dahası makaleleri daha kaliteliydi. Başkaları tarafından alıntılanan makaleler arasında ilk yüzde 10’luk dilime girme ihtimalleri çeşitliliği düşük olan araştırmacılara oranla 3,8 kat fazlaydı. Araştırmacılar “Hem firmalardaki hem de araştırma şirketlerindeki kurumsal normlar, genellikle bir alanda uzmanlaşmanın tercih edildiğine işaret etse de bizim bulgularımız yüksek seviyede bilgi çeşitliliği olan bireylerin bilgi dünyamızı geliştirmede önemli bir rol oynadığını gösteriyor” diyerek sözlerini noktaladı.
